Hasanlar Tütün Festivali *
Tütün üretimi ve alımı bakımından Balıkesir’e bağlı Emet alım noktasının tütün açısından en gözde beldesi olan Hasanlar’da 29 Eylül’de “Tütün Festivali” düzenlendiğini ve davet edildiğimizi öğrenip bir pazar günü davetli meslektaşlarımızla bu alım noktasına gitmek üzere buraya en yakın Sındırgı’da buluştuk.
Sındırgı’dan yaklaşık 125 km. mesafedeki bence ve bölge Başeksperimizce malum ama Tütün Eksperler Derneği yöneticisi diğer arkadaşlarca bir kapalı kutu olan bu beldedeki festivale doğru, yolculuğumuzun başladı. Serde eksperlik vardı bir de uzun süre görüşmemişlik. İşte bu yüzden yorucu ve virajlı yolda yapılan seyahatin nasıl geçtiği belli olmadı. Bol bol tütün ve mesleğimizin durumu konuşuldu. Yolda durup Gölcük mesire yerinde eğleşmemiz bizi bol oksijenle daha bir dinlendirdi. Deniz seviyesinden takriben 1450 m. yükseklikteki bu gölün etrafında soluklanmak ve bu güzel ve canlı tabiat manzarasında çekilen hatıra fotoğraflarından sonra varacağımız Hasanlar’a yolculuğumuzun ikinci etabı için harekete geçtik. Meslek hayatım boyunca en halis ve riyakârlıktan uzak en dostane tavırları gördüğüm bu tütün beldesinde benim defalarca şahit olduğum bu tarifsiz ve samimi tütün sevgisine arkadaşlarımın da şahit olacaklarını hissediyor ve onlar adına mutlu oluyordum.
Anadolu’nun içlerine gittikçe daha bir fazla gördüğümüz “yoğun insancıllığın” kesif bir samimiyetle beraber hissedildiği tütünle hemdem olmuş bir belde idi burası. Bize anlatılanlara göre Hasan adlı bir yörüğün Hisarcık ve Emet arasında yerleşerek kurduğu han zamanla hareket kazanarak bir köy halini almış. Zamanla nüfusu büyüyen köy 1999 yılında belde olmuş. İlk defa okulun açıldığı 1923 yılına rastlamış tütünün beldeye gelişi. Hâsılı seksen yıla varmıştır bu zaman dilimi. Halen de en büyük geçim kaynağı tütündür. Akdeniz iklimi ile karasal iklimin bitişme noktasındaki bu beldede. Bunu hayvancılık ve az miktarda orman ürünü takip eder. Ama tütüncülük tam manasıyla “baba mesleği”dir. Benim daha önceki buradaki görevlerim nedeniyle kanıksadığım çok şeye arkadaşlarımın da tanık olduğunu, bizi karşılamada gösterilen sıcak samimiyeti gördüklerinde duydukları hayranlığı görmem gecikmedi.
Bizi çevreleyen tütün ve eksper sevgi saygı halesi içinde beraberce festival onuruna verilen yemeğe gidildi. Tabii buranın yemeği de tarzı da özeldi. Kazanlar kaynamış, umuma açık olarak verilmekte idi.
Tütün hakkında belediye başkanı ve davetlilerin konuşmalarından sonra yarışmaya giren tütünler teşhir edildi. Festivalin yarışma kısmı vardı sembolik olarak ve elbette “en iyi tütünlerin kararını” bir eksper verebilirdi. Uzun süre hasret kaldığımız bir güzelliğe kavuşmuşçasına elimize aldığımız tütünlere adeta elimizde beşibiryerde varmış gibi büyük bir ihtimamla muayene ettik. Sanki herkes elindeki tütün dizisinin ekspertizinin bitmesini istemiyordu. Eskiden beri tütüncülükle iştigal eden köylerde görmeye alıştığımız ilgi ve alaka burada hala eski sıcaklık ve samimiyetini yaşıyor ve bambaşka bir tütüne bağlılık seziliyordu.
Bu sevgi saygı çerçevesi içinde bir de tedirginlik sezdik. Sorduğumuzda aldığımız cevap bizi de derin derin düşündürdü. Çevreye göre son derece genç nüfusa sahip olan bu beldedeki genç nüfus ağırlığının sebebi tütünün gençleri köye bağlamasıydı. Tütün ziraatinde son gelişmeler doğrultusunda gerçekleşebilecek üretim düşüklüğünün onlara evlatlarını iç göçle kaybetmelerine sebep olacaklarını haklı olarak düşündürmekte ve üzülmekteydiler. Burası tütün açısından çölde bir vaha gibi idi. Çünkü 125 km uzaklıktaki Sındırgı’dan başka çevrede tütüncü belde veya köy görmek mümkün değildir. Tütünlerinin kalite bakımından yeterliliği iyi işçiliğinin yanında, abartısız olarak ifade etmek mümkündür ki dolgusuz tütün denklerini burada görebilirsiniz.